bugün
yenile
    1. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bugüne kadar yapılmış en kusursuz albüm, cidden arada böyle bi albüm var mı diye girip bakıyorum. faniliğini farket orada, hayaletler görüyorum desem güler misin bana?
    2. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Lan bir albümün bütün şarkıları baştan sona dinlenilir mi? Hangi kafa ile oluşturuldu bu müzikler anlamıyorum. Herhalde 2000 yılının başında yapılsaydı bu albüm bpg ve medcezir albümleri konuşulmayabilirdi. Edit: her sonbahar aylarına girerken youtube yorumlarının artması güzel bir olay.
    3. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      rateyourmusic kullanıcılarına göre 2013 yılının bütün muzik türlerin içindeki en iyi 3. Albüm seçilmiş. link
      1Güzelmiş listeniz hocam zevkinize sağlık - mandarins 22.11.2020 23:35:13 |#4032599
      0:)) - beyaz zenci v2 22.11.2020 23:36:42 |#4032606
    4. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      beni bu albümden çıkarın tribe giriyorum
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Spotify'dan kaldırılmış. Üzgünüm.
    6. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      şu içerik bu albümü seven hemen hemen herkese hitap ediyor, kabileye selam olsun; gorsel
    7. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yağmurlu havada durakta beklerken kolonya şarkısını dinlemiştim bu albümden, insanın tüylerini ürperten cinsten.
    8. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hayalet ıslığı kült bir albümdür
    9. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Şu albümde yer almak isterdim…
    10. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "ölümü görüyorum"
    11. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      youtube'da şöyle bir yorum gördüm kendisi ile ilgili, olduğu gibi salıyorum Türkçe sözlü rap müzik piyasasının yakın takipçilerinin iyi bildiği isimlerden hem Farazi hem de Kayra. Söz konusu albümde ortak bir iş çıkarmak için kolları sıvamışlardı. Kayra alışkın olduğumuz bol referanslı, eski zamana göndermelerle dolu, bulmaca gibi sözlerini kağıda dökerken; Farazi ise o sözlere yakışır akılda kalıcı beatler yaparak şarkılarını oluşturdu. Daha önceden alışık olduğumuz Farazi v Kayra albümlerinden daha farklıydı Hayalet Islığı. İkilinin kendisinin de kabul edeceği üzere bu zamana kadar yaptıkları en detaylı işti ve muhtemelen bundan sonra bu kadar detaylı bir iş yapmayacaklardı. Hayalet Islığı baştan sona dinlendiğinde, bir filmin verdiği heyecanı kurgusuyla yaşatabilecek kusursuza yakın bir albüm. Temelde bir intro, ardından üç farklı bölümde ele alınacak on üç farklı şarkı ve bir outro olarak dizayn edilmiş albüm sadece müzikal bir şölen yaratmakla kalmayıp ölümün etrafında çevrelenmiş benzersiz de bir hikaye anlatıyor. -Dokunmayarayaparsın Albümün girişinde bizi Dokunmayarayaparsın karşılıyor. Şarkı aslında bu noktadan sonra tanık olacağımız şeylerin ufak bir çalakalem anlatımı ve biraz da ikilinin sevilen şarkılarından ”Muhterem Hayalet” adlı parçaya bir selam gönderme olarak adlandırılabilir. Fakat bir intro için bile bu kadar detaylı sözler ve bu kadar benzersiz bir beat yapıldığını görmemiz albümün kalanında bizi nelerin beklediği hakkında çok güzel bir fikir veriyor. -Cenaze ”Seninle iftihar ediyorum, böyle yangın görmedim ben” Farazi v Kayra Cenaze, albümün üç temel kısmından ilki. Ölüler Konuşamaz, Kolonya ve Merhumun Çalıntı Gölgesi adlı üç şarkıdan oluşan bu kısımda hikayeye ufak bir giriş yapıyoruz. Hikayenin bir ölüm üzerine kurulu olduğu bu kısımda çok net anlaşılıyor. Bir cenazede olması gereken her şey sözlerin içerisine benzersiz bir şekilde serpiştirilmiş. O cenaze ortamını hissetmemiz için gereken her şey Kayra tarafından yaratılmış ve Farazi’nin altyapılarıyla desteklenmiş durumda. Albümün bu bölümünde, aslında bir yakını ölen herkesin karşılaştığı inkar durumuna da çok başarılı bir şekilde değiniliyor. Kayra ”Bu helvalar neyin nesi?” derken aslında ölümü kabullenmediğini, bunun gerçek olmadığını ve yarın hayatın kaldığı yerden devam edeceğini düşündüğünü satır aralarında bizlere gösteriyor. Ölümün gerçekliğine kendimizi kaptırmadan önceki o umursamazlığımızı en iyi şekilde gözler önüne seriyor. Ve filmin ilk sahnelerini bizlerle buluşturuyor aslında. Bu inkarı resmederken hepimizin geçmişinden katalitik sobaları, portakal kabuklarını da bizlere hatırlatıp nostaljik hatıralar ile zamanın aslında ne kadar hızlı akıp gittiğini bize hatırlatıyor. Mevsim Olmayan Mekanlar ”Sürekli kontra, yalnızız defansta” Farazi v Kayra Mevsim Olmayan Mekanlar, albümün en uzun bölümü. Fotoğraflarda Ölümü Görüyorum, Ayaz Meyhanesi, Bir Fotoğrafın Rüyası, Bir Eve Hangi Gün Gidilmez, Unutulanlar ve Kar adlı altı şarkıdan oluşan bölümde bizi artık ölümün gerçekliğini kabul etmiş bir Kayra karşılıyor. Konuk sanatçıların büyük destekleriyle albüm veya sözünü ettiğimiz film en üst noktasına ulaşıyor tam bu bölümde. Artık heyecanın doruklara vardığı tüm duyguların tavan yaptığı herkesin kendisinden bir şeyler bulduğu kısımda buluyoruz kendimizi. Kayra’nın neredeyse her şarkısında yaptığı nostalji ile birleşince bu duygu, durumu bir şarkı dinlemekten çok duygusal bir filmde acıklı bir ölüme tanık olmuş gibi hissettiriyor bizi. Bir yandan ”Bir eve hangi gün gidilmez?” gibi cevabı her yöne çekilebilecek sorular sorarken, bir yandan da Edip Cansever gibi edebiyatımızın usta isimlerine selam çakıyor bu bölümde Farazi ve Kayra. Bu bölümün sonuna geldiğimizde, bir eve cenaze günü gidilmeyeceğini çünkü o gün bize kapıyı açacak kimsenin olmadığını anlıyoruz. Bu gerçeği Kayra ile beraber kabulleniyoruz. Bize de ”Başkalarından kalma tüm ceketler askılarda sallanıyor.” Ve kendimizi, sebebini aramaya hazır buluyoruz. Ölüm bir gerçek ama bu seferkinin nedeni ne derken kendi kendimize, bir sonraki bölüm bizi karşılıyor. -Yangın ”Asık surat canımı yakar Sandığımdan Avanak Apti’yi gerçek Sandığımdan herkes babam gibi gülecek” Farazi v Kayra Yangın bölümünden hemen önce bizi “Vakitsiz” adında kısa bir şarkı biraz dinlendiriyor. Şimdi sebebi aramaya kendimizi hazır hissediyor ve yangınla karşılaşıyoruz. Albümün aslında merkezine yerleştirilmiş bir olgu olduğunu hatırlıyoruz yangının. Hemen her şarkıda buna referanslar olduğunu hatırlıyoruz içten içe. İki parmağı yanan üç parmaklı eldiveni, iftihar edilen yangınları getiriyor aklımıza bu bölüm. Ve albümün merkezindeki ölümün sebebinin yangın olduğunu anlıyoruz. Bölüm; Sakin, Sandığımdan Herkes Babam Gibi Gülecek ve 15 Eylül 1966 adında üç parçadan oluşuyor ve baba figürünü, yangını ve ölümü tekrar yakından inceleme fırsatı buluyoruz. Söylenecek her şey neredeyse söylenmiş, cenaze toprağa verilmişken albüm son çırpınışlarını outro ile yapıyor. -Dobro Vecer* ”Gözlerini kapat, beni göremezsin, ama ben varım, buradayım.” Dobro Vecer, albümün dinleyenleri selamlama şarkısı gibi bir görev görüyor. Nispeten uzunca bir şarkı gibi gözükse de aslında uzun bir şarkı değil, tek bir şarkının içerisine gizlenmiş iki farklı şarkıdan oluşuyor Dobro Vecer. Hırvatça “iyi geceler” anlamına gelen şarkı albümün vedasını simgeliyor. Fakat bahsettiğimiz o iki şarkı arasında yerleştirilmiş tam kırk saniye süren bir sessizlik var. İşte o sessizlik tam on dört şarkıdır hikayesini dinlediğimiz cenazenin kırkının çıkmasını temsil ediyor. Bu detay bile albümün ne kadar özenle düşünülmüş ve oluşturulmuş olduğunun en büyük kanıtı. Herkes albüm bitti sanarken bir kayıt hatası varken sadece kırk saniye sabredecek gücü kendinde bulanlara bir ödül niteliğinde bir şarkı gizlediğini görüyoruz ikilinin. Ölümü bu kadar merkezde tutan bir eserde sabrın teşvik edilmesi hatta ödüllendirilmesi de bir diğer dinleyeni işin içine katma durumu olarak karşılıyor bizi. Ölüme karşı sabırla güçlendiğimizi ispatlamamızı istiyor albüm. İspatlarsak da her şeyin yeni başladığını bize gösteriyor.